Karakılçık efsanesi geleceğe taşınıyor

 Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik Belediyesi üyeleri ile birlikte karakılçık tohumlarını ekmek için tarlaya girdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı öncülüğünde Menderes’in Develi Mahallesi’ndeki arazide İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer, Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Eylem Ezgi Fadıloğlu, Dr.Öğr.Üyesi Duygu Çelebi Türkmen,  Slow Food Hareketi’nin Türkiye’deki kurucularından gazeteci Nedim Atilla, Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Bölümü öğrencileri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik Belediyesi üyeleri ile bir araya geldi.

GASTRONOMİNİN HAMMADDESİ TARIM

Gastronominin hammaddesinin tarım olduğunu vurgulayan Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof.Dr. Dr. Seda Genç, “Toprağa bağımlı bir bölümüz. Ne yapalım diye düşünürken bize Neptün Hanım bir çuval karakılçık getirdi. Geçtiğimiz sene bu zamanlar ekim yaptık. 6 ay boyunca takip ettik. Haziran ayında bir geldik boyumuzu geçen buğday başakları ile karşılaştık. Biz bu ektiğimiz ürünlerle ekşi mayalı ekmekler yaptık ve mutfağımızda bir sürü ürünler elde ettik. Karakılçık unundan çok memnun kaldık. Aslında biz toprakla bağımızı güçlendirdik. Bu sene bir de ürünleri zenginleştirerek darı ekmeyi düşünüyoruz. Antik tohum olan, susuzluğa dayanıklı en temel ve en tarihsel süreçte eski gıdalardan biri olan darıdan elde edeceğimiz tahıllardan ekmekler yapmayı planlıyoruz. Tarımı, çiftçiyi anlamak ve doğayla bağı koparmadan gıda israfını anlatmak başka türlü mümkün olamazdı. Bu kadar emeği görürken gereksiz tüketimi anlıyoruz. Yaşayarak görmek daha farkında yapıyor. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim.  Ekip çalışması ve kurumların bir arada çalışması çok önemli” şeklinde konuştu. 

İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer,  “İster üretici olun isterseniz tüketici olun tarladan sofraya giden hikâyeyi çok yakından bilmeniz gerekir. Tarlada gençlerin izinin olması gerek. Buradaki gençler gastronomi bölümünden mezun olacaklar ve un ile çok işleri olacak. Bizler geçen sene de bu etkinliği yaptık. Birlikte tarlaya karakılçık buğdayı tohumu ektik daha sonra onları hasat ettik ve Ödemiş Demircili Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin un değirmeninde un oldu ve sokaktaki fırınlarda ekmek oldu. Bu bizim kimliğimiz. Bu bizim kadim bilgilerimiz. Bu bir gelenek. Kırsalı, köyü korumazsak köylüyü güçlendirmezsek kentlerdeki yaşam daha da zorlaşacak. Bütün dünya konuşuyor” dedi.

TARLADAN SOFRAYA

Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü son sınıf öğrencisi Gürsel Tırpan, “Bu sene benim ekime ikinci kez gelişim. Gastronomi öğrencisinin tarımı bilmesi gerek. Bizzat kendimiz tohumları ektik. Değirmende un yaptık. Bu bizim için çok mutluluk verici. Tarladan sofraya kavramına bizzat şahitlik ettik. O ürüne dokunmak, emeği, çabayı görmek inanılmaz bir şey. Buradan da çok güzel ürünler elde ediyoruz. Hem geçmişe saygımız oluyor hem de geçmişteki ürünü sofralara taşıyıp bilinirliğini artırıyoruz” diye konuştu.

İzmir Gençlik Belediyesi üyesi Elif Çatın ise, “Geleceğimizi kurmak için geçmişimizle burada birlikteyiz. Tarlalarımıza tohumları serptik. Karakılçık tohumlarını ekerek kendi geleceğimi kurtarmak istiyorum. Ben sağlıklı gıdaya ulaşmak istiyorum. Sürdürülebilir tarım olsun istiyorum.” şeklinde konuştu.