Kıbrıs’ta ekonomik akıl öne çıkmalı

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe, Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi Başkanı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Koordinatörü ve Annan Planı Müzakerelerinde aktif rol oynayan Eski Müsteşar Ergün Olgun ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Başaren katıldı.

Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi’nin Hukuk Fakültesi ile birlikte düzenlediği “Doğu Akdeniz’de Enerji Uyuşmazlığı ve Normatif Alana Yansımaları” başlıklı değerlendirme toplantısında çözüme kavuşamayan Kıbrıs Sorunu, Doğu Akdeniz deniz yetki alanları ve paralelinde doğan Akdeniz’de doğalgaz paylaşımı, konunun uzmanlarıyla masaya yatırıldı. KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Koordinatörü ve  Annan Planı Müzakereleri’nde aktif rol oynayan Eski Müsteşar Ergün Olgun, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği üyesi olmasına karşın ekonomik zorluklar yaşadığını, KKTC ile Türkiye’nin doğalgazın transferi için uygun konumu, su ve enerji potansiyeli ile avantajlı konuma geçtiğini söyledi.

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe, Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları  Merkezi Başkanı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Koordinatörü ve  Annan Planı Müzakerelerinde aktif rol oynayan Eski Müsteşar Ergün Olgun ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Başaren katıldı.

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe, Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları  Merkezi Başkanı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Koordinatörü ve  Annan Planı Müzakerelerinde aktif rol oynayan Eski Müsteşar Ergün Olgun ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Başaren katıldı.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan’ın moderatörlüğünü üstlendiği etkinliğe, Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırmaları Merkezi Başkanı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, KKTC Cumhurbaşkanlığı Danışma Kurulu Koordinatörü ve Annan Planı Müzakerelerinde aktif rol oynayan Eski Müsteşar Ergün Olgun ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Başaren katıldı.

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB üyesi olmasına karşın ekonomik zorluklar yaşadığının ve buldukları doğalgazı ihraç etmeye ihtiyaçları olduğunun altını çizen Ergün Olgun, Türkiye’nin sahip olduğu su  ve enerji potansiyelinin yanı sıra doğalgaz ihracındaki kilit konumu nedeniyle avantajlı konuma geçtiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde başlayan Kıbrıs Müzakereleri için KKTC ve Türkiye’nin stratejik bir plan hazırlaması gerektiğinin altını çizen Olgun, “Güney Kıbrıs’ın doğalgaz konusunda başta elinde olduğunu sandığı koz, ihraç noktasına gelince kilitlendi. En ekonomik yoldan ihraç etmek için bize ihtiyaçları var. Bunu müzakerelerde kullanmak gerekiyor. Kıbrıs bir ada, çevresinde ana kıta ülkeleri var. Anlaşma, Türkiye başta olmak üzere ana kıta ülkelerinin haklarını çiğneyecek, güvenliğini tehdit edecek bir noktada olamaz. Türkiye ve KKTC tabiatıyla birlikte hareket edecektir. Güçlü taraf müzakerede kazanır.  Şu anda objektif olarak bakılırsa, stratejik bir plan hazırlanırsa, Kıbrıslı Türkler ve Türkiye, müzakerede avantajlı noktada. Anlaşmada sürdürülebilirlik son derece önemli” dedi.

EKONOMİK AKIL ÖNE ÇIKARSA ANLAŞMA KOLAYLAŞIR

Güney Kıbrıs’ın içinde bulunduğu durumu ve acil ihtiyaçlarını değerlendiren Ergün Olgun, “Doğalgaz tabii ki anlaşmayı kolaylaştırılabilir, bir nevi katalist olabilir. Bir federasyonun sürdürülebilirliği için birlikte hareket etme ihtiyacı şart. İki taraflı hareket edilecek malzemeyle, ortak çıkarlar alanını genişletmek lazım.  Doğalgaz da bu noktada iyi bir fırsat. Ancak ‘Buldum yapayım, gerisi önemli değil’ derseniz olmaz. Türkiye’den gelen su, elektrik enerjisi, Kıbrıslı Rumlar açısından da çok önemli. Kuraklık yaşanıyor, Güney’deki barajlar kurudu. Denizden su arıtma projeleri kötü neticelendi, deniz tuzlandı ve kirlendi. Türkiye’den gelecek suya ciddi ihtiyaçları var. Mazotla enerji üretiliyor ve çok pahalı. Türkiye’den alınırsa  3 kat daha ucuz. Turizm sektörü enerjiye bağlı. Enerji ve su da boyut kazandıracaktır. İstikrar ortamı olursa yabancı yatırım getirip ekonomik sıkıntıyı bitirir. Avantajlar var, ancak ekonomik akıl öne çıkarsa hepsi mümkün olur. Kıbrıs türkü buna daha hazır. Güney Kıbrıs duygusallığı aşamadığı için bunu anlayamıyor, psikolojik engeller var” diye konuştu.

ORTAK HAREKET ŞART

Önemli olanın koz geliştirme, hesaplama, güçlü tarafları öne çıkarma, zaafiyetleri bilme olduğunu anlatan Olgun, “Neden güçlüyüz? Çünkü, Kıbrıs meselesinin yeniden gündeme gelmesinin sebebi Kıbrıs’taki iç nedenler değil. İki taraf da çok süratli anlaşma istediği için gelmedi. Tamamen ekonomik, Doğu Akdeniz’deki doğalgazın ihraç edilmesi, ortam, büyük resim içinden kaynaklanan nedenlerle anlaşma isteniyor. Uluslararası şirketlerin, gazını Türkiye üzerinden ihraç etmesi çok daha ekonomik olan Güney Kıbrıs, İsrail gibi ülkelerin çıkarları, ABD ve AB etkisi nedeniyle bu noktaya gelindi.” şeklinde konuştu.

DOĞU AKDENİZ GAZI TÜRKİYE ÜZERİNDEN GİDERSE 19 MİLYAR DOLAR DAHA KARLI

Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün çalışmasına göre, Güney Kıbrıs’ın Afrodit parselinde bulduğu 142 milyar metreküp doğalgazını ihraç etmesinin en karlı yolunun KKTC ve Türkiye üzerinden boru hattıyla satılması olduğunu belirten Ergün Olgun, “Türkiye üzerinden ihraç ederlerse 19 milyar dolar daha karlı bir yöntem. İsrail’in de kendi kaynakları için aynı hattı kullanma imkanı doğabilir. Ekonomik akıl, Türkiye üzerinden olmasını gerektiriyor. Ama bunun için iki husus var. Birincisi Türkiye ve İsrail ilişkilerinin düzelmesi. İkincisi de Kıbrıs meselesi. Böyle bir ihtiyaç var. Bizim en büyük kozumuz, karşı tarafın ihtiyaçları. Bunu ABD, AB, İsrail istiyorsa, elimizde koz var demektir” dedi.

İSRAİL VE GÜNEY KIBRIS TÜRKİYE’Yİ BY-PASS ETMEK İSTİYOR

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Başaren ise İsrail ve Güney Kıbrıs’ın Türkiye’yi by-pass ederek doğalgaz pazarına hakim olmaya çalıştığını söyledi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıyı uzunluğuna dikkat çeken Başaren, “İsrail’in, Türkiye’yi by-pass ederek doğalgazı Avrupa pazarına çıkartma düşüncesi var. Tamar bölgesinden Kıbrıs’a, oradan da Girit’e ulaşarak Avrupa’ya giden yollar öngörüyorlar. Ancak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı hakkı unutulmamalıdır” dedi.

RUMLARIN MEB’İ KABUL EDİLEMEZ

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mısır, Lübnan ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlama anlaşması yaptığını belirten Başeren, “Rum Yönetimi’nin ihaleye açtığı alanların yüz ölçümü 55 bin kilometre kareye ulaşmaktadır. Türkiye’nin haklarına tecavüz eden 7 bin kilometrelik alan çıktıktan sonra geriye kalan 48 bin kilometrelik sahanın her bir santimetre karesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de hakları vardır. Akdeniz’de en uzun sahili bulunan Türkiye’ye rağmen, Türkiye dikkate alınmadan Rumların MEB ilan etmesi kabul edilemez bir durumdur” diye konuştu.

AB ÜYELİĞİ BARIŞ GETİRMEDİ

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan da, “Kıbrıs Rum kesimini tek bir devletmiş gibi Avrupa Birliği’ne tam üye olarak aldılar ve bence en büyük hatayı yaptılar. Üyelikten sonra da Rumların hiçbir şekilde barışa yanaşmamaları çok doğal. Çünkü arkalarında AB var. Bir de Rumlar denizlerdeki doğal gaz kaynakları çıktıktan sonra sanki tüm adayı temsil ediyorlarmış gibi Mısır ve Suriye’ye bir takım kıta sahanlığı ve münhasır bölge sınırlama anlaşmaları yaptı. Bu anlaşmaların da ne kadar yanlış olduğu ortada” şeklinde konuştu.