TURİZMCİLERİN RUSYA İÇİN B PLANI OLMALI

Türkiye turizminin en büyük ikinci pazarı konumunda olan Rusya’da, Rublenin keskin değer kaybetmesi, petrol fiyatlarının düşüşü ve uygulanan ambargolar gibi olumsuzluklar ülkede ekonomik krizi de beraberinde getirdi. Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İge Pırnar, Rus turistlerin yoğun olduğu Akdeniz Bölgesi ve Marmaris gibi destinasyonlarda, “her şey dahil paket sistemler” gibi fiyatı düşük turizm ürünlerine olan talebin düşebileceğini belirterek, “Yapılan yatırımların boşa gitmemesi için gelir düzeyi daha yüksek turistlerin tercih ettiği yat turizmi, sağlık turizmi, kültür turizmi gibi alternatif turizm ürünleri Rusya’da pazarlanabilir” dedi. Pırnar, İzmir, Ege veya son derece heterojen bir milletlerarası turist profiline sahip İstanbul gibi destinasyonlar içinse çok ciddi bir sorun görünmediğini kaydetti.

10 ayda Türkiye’ye toplam 33 milyon 528 bin turist gelirken bunların 4 milyon 368 binini ise Ruslar oluşturdu. Yalnızca Antalya’ya gelen Rus turist sayısı ise 3 milyon 467 bin oldu. Almanların ardından Türkiye’yi en çok tercih eden turist grubu olan Rusların ülke ekonomilerindeki olumsuzluklar ise Türkiye turizminde de etkilerini göstermeye başladı. Son iki ayda Rus turist sayısının, geçen yıla oranla gerilediğini belirten Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İge Pırnar, “Rusya’nın yaşadığı kriz ortada. Bütün bu yaşananlar, Türkiye turizmi açısından da kritik önem taşıyor. Öncelikle Rus turistlerin yoğun olduğu Akdeniz Bölgesi ve Marmaris gibi destinasyonlarda, 2015 turizm mevsiminde her şey dahil paket sistemler türünde, nispeten fiyatı düşük turizm ürünlerine olan talebinin düşeceği öngörülebilir. Rus turistlerden oluşan turizm talebimiz için düşük ve orta gelir tuzağı beklentisi ve uyarısı yanlış olmaz” dedi.

İGEPİR

Turizm yatırımcıları ve işletmecileri için olası düşüşe karşı alınabilecek önerilerin başında aynı ürünlerle farklı ülkelerden turist gruplarına yönelmek olduğunu ifade eden Pırnar, “Birçok destinasyonumuzda hali hazırda Rusça menüler, Rus-Türk işbirliği ile oluşan ortak turizm markaları, pazarlama faaliyetleri gibi yapılan pek çok yatırım var. Bunların boşa gitmemesi adına, gelir düzeyi yüksek Rus turistler hedef olarak seçilebilir. Onların tercih ettiği, yat turizmi, sağlık turizmi, medikal turizm, kültür turizmi, gastronomi turizmi gibi alternatif  turizm ürünlerinin Rusya’da pazarlanması çözüm olabilir” diye konuştu.

İlk 10 ayda İzmir’e yaklaşık 30 bin Rus turistin geldiğini ve ülke sıralamasına bakıldığında Rusya’nın 10. Sırada olduğunu ifade eden Pırnar, “Rus turist profili yoğun olmayan İzmir gibi diğer Ege illeri ve son derece heterojen bir milletlerarası turist profiline sahip İstanbul gibi turizm destinasyonları içinse çok ciddi bir sorun görünmemekte” dedi.

EGE İÇİN KONUŞULAN RUS TURİZM YATIRIMCISINI ETKİLEMEZ

Rusya’da yaşanan ekonomik krizin Türk turizmindeki yatırım ayağının ise farklı bir konu olarak ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Pırnar, “Örneğin, Çeşme destinasyonuna yapılan ve yapılması planlanan Rus kaynaklı yatırımların azalması beklenmemekte. Bunun nedenleri arasında, Rus yatırımcıların birikimlerinin sadece Rublede bulunmaması, döviz kuru ve bölgesel riski azaltma istekleri ve sermayelerini farklı sosyo ekonomik, politik  bölgelere aktarma tercihleri sayılabilir” şeklinde konuştu.