Türkiye’de Modern İç Mekanlar Sempozyumu

Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ev sahipliğinde ikinci kez düzenlenen Türkiye’de Modern İç Mekanlar Sempozyumu çevrimiçi ortamda gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Kingston Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Modern İç Mekanlar Araştırma Merkezi (MIRC) Direktörü Prof. Penny Sparke, “İç mekandaki doğal öğelerin ruh halimiz üzerinde dış mekan doğal öğeleri ile aynı etkiye sahip olabiliyor. Yani bu öğeler bizi sakinleştirebilir ve günümüzde ‘iyi olma’ olarak nitelendirdiğimiz durumu gerçekleştirebilir. 1980’lerin ortasında iç mekana yerleştirilen bitkiler, stres seviyelerinde düşüşe ve fiziksel sağlığın gelişmesine yol açtığı fark edildi” dedi.

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ev sahipliğinde, Docomomo Türkiye İç Mekan Komitesi tarafından ikinci kez düzenlenen Türkiye’de Modern İç Mekanlar Sempozyumu, çevrimiçi ortamda gerçekleştirildi. Türkiye’de modern iç mekanlar üzerine yürütülen güncel araştırmalar için disiplinler arası bir paylaşım ortamı oluşturmayı hedefleyen sempozyumda, iç mimarlık alanında uzman akademisyenler ve araştırmacılar sunum yaptı. 13 oturumdan oluşan sempozyuma, Kingston Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Modern İç Mekanlar Araştırma Merkezi (MIRC) Direktörü Prof. Penny Sparke, Lisbon Üniversitesi Yüksek Teknik Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bárbara Coutinho ve KU Leuven Üniversitesi ile Antwerp Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zsuzsanna Böröcz ana konuşmacı olarak katıldı.

PANDEMİDE ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI

Etkinliğin açılışında konuşan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, “İç mimarlıkla ilgili konularda uzman olan araştırmacıları ve akademisyenleri bir araya getiren bu etkinlikte ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Günümüzde, iç mimarlığın önemi pandemi süreci ile birlikte ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda daha fazla gündeme geldi. Modern iç mekanın değerinin takdir edilmesi, anlaşılması ve korunmasını, derinlemesine yapılan araştırmalar ve kapsamlı tartışmalarla sağlamayı hedefleyen bu sempozyum ve çıktıları, kültürel belleğimizi zenginleştirip gelecek kuşaklara aktarmamızda önemli bir rol üstlenmektedir” dedi.

SEMPOZYUMDA 42 BİLDİRİ SUNULDU

 Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Gürel, sempozyum sayesinde araştırmacıların ve alanında iz bırakan konuşmacıların katkısıyla bilgi alışverişi ve tartışma imkanı bulduklarını söyledi.

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Gürel

  İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav da “Sempozyumun iç mimarlık ilgi alanına, özellikle modern iç mimarlık tarihini hedef alarak önemli katkılar sunacağını düşünüyoruz. Sempozyum, araştırmacıların kendi araştırmalarını paylaşıp tartışabilecekleri bir alan sunuyor” diye konuştu. 

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülnur Ballice ise “Modern iç mekanı farklı yönleriyle paylaşmayı ve incelemeyi amaçlıyoruz. Toplam 62 bildiri, 11 poster başvurusu aldık. 24 bilim kurulu üyesi tarafından değerlendirilerek, 42 bildiri ve 10 poster kabul edildi. Bu bildiriler iç mekan tasarımcıları, yazılı medya, medya ve sinema, evsellik, kamusal iç mekan gibi konulara ayrıldı” şeklinde konuştu.

 BİTKİLER STRES SEVİYESİNİ DÜŞÜRÜYOR

 Moderatörlüğünü Prof. Dr. Meltem Gürel’in yaptığı oturumda, Kingston Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Modern İç Mekanlar Araştırma Merkezi (MIRC) Direktörü Prof. Penny Sparke, 2021 yılında basılan son kitabı ‘Nature Inside: Modern İç Mekanda Bitkiler ve Çiçekler ’den bahsederek “Kitabı yazarken en ilginç keşfim; iç mekandaki doğal öğelerin ruh halimiz üzerinde dış mekan doğal öğeleri ile aynı etkiye sahip olabildiğiydi. Yani bu öğeler bizi sakinleştirebilir ve günümüzde ‘iyi olma’ olarak nitelendirdiğimiz durumu gerçekleştirebilir. Anlaşılan o ki yeşile özlemin giderilmesi, stres seviyelerinde düşüşe ve fiziksel sağlığın gelişmesine yol açtı. Bu fikirler 1980’lerin ortasında şekillenip gelişti. Bir grup psikolog, ofis ortamında bitkiler ile deney yapmaya girişti. Elde edilen bulgulara dayanarak, ‘ofis iç mekan tasarımına dahil edilen bitkiler ile mesleki tatmin arasında bir bağlantı olduğu’ sonucuna ulaşıldı. Fiziksel sağlık ve iç mekan bitkileri arasındaki bağlantılar ise 2009 yılında Seong Hyn Park ve Richard H. Mattson’ın ameliyat olmuş kadın hastaların odalarına getirilen bitki ve çiçeklerin tıbbi ve psikolojik etkilerini test etmesiyle doğrulandı. Araştırmacılara göre; odalarında bitki bulunan hastaların bulunmayanlara göre hastane yatış sürelerinin kısaldığı, ağrı kesici ihtiyaçlarının azaldığı, ağrı, kaygı ve yorgunluk düzeylerinin düştüğü ve daha olumlu duygulara sahip olduğu görüldü” diye konuştu.

Prof. Penny Sparke-Kingston Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Modern İç Mekanlar Araştırma Merkezi (MIRC) Direktörü

VİTRAY PENCERELER 19’UNCU YÜZYILDA BATI KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMLİ BİR PARÇASI

Zsuzsanna Böröcz

 ‘Savaş Sonrası Katolik Kiliselerinde Modernist Vitray Pencere ve Sanatçı Michel Martins Örneği’ adlı bir sunum yapan KU Leuven Üniversitesi, Antwerp Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Docomomo İç Mekan Tasarımı Uzmanlık Komitesi Eş Başkanı Prof. Dr. Zsuzsanna Böröcz şunları söyledi:

“Kurşun şeritler, lehim ile kesişme noktalarında birleştirilir, böylece cam için güçlü ve dayanıklı bir matris oluşturulur. Üretimdeki düşüşün ardından, yüksek kaliteli vitray pencereler yapmak için gereken önemli teknik bilgi, 19’uncu yüzyılın arkeolojik araştırmaları sayesinde yeniden keşfedilmiştir. Gotik cümbüşten, dini hareketlerden ve çok sayıda sanatçının bir malzeme olarak cama olan hayranlığından etkilenen araç, deneysel bir karakter geliştirmiştir. Vitray pencereler yüksek miktarda üretilmiş ve 20’inci yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar batı kültürünün önemli bir parçası olmuştur”

Doç. Dr. Bárbara Coutinho-Lisbon Üniversitesi Yüksek Teknik Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Uluslararası Docomomo İç Mekan Tasarımı Uzmanlık Komitesi Eş Başkanı

Moderatörlüğünü İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burkay Pasin’in yaptığı oturumda, 2009 yılında Lizbon’da açılan MUDE Müzesi’nden bahseden Lisbon Üniversitesi Yüksek Teknik Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Uluslararası Docomomo İç Mekan Tasarımı Uzmanlık Komitesi Eş Başkanı Doç. Dr. Bárbara Coutinho ise “MUDE tamamen kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan karmaşık bir mirası korumayı başardığı, onu önemli bir mirasa dönüştürdüğü ve temel müzecilik konseptini nasıl sağlamlaştırdığını anlamak açısından önemlidir” dedi.