HAYVANLAR “MAL” DEĞİL “CAN” SAYILMALI

Türkiye, son günlerde, ard arda hayvanların vahşice katledildiği, yasal olmamasına karşın evcil hayvanların haczedildiği olaylara sahne oldu. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Hayvan Hakları Hukuku kitabının yazarı Prof. Dr. Şeref Ertaş ve aynı alanda çalışan Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez, hayvanların birer meta, mal gibi görülmekten çıkarılıp onlara karşı işlenen suçların da “can”a karşı işlenen suç olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması gerektiğini belirtti. Akademisyenler, hayvanlara kötü muamelenin önüne, hapis cezası ve alternatif olarak “kamu hizmetinde çalışma” gibi seçenek yaptırımlarla geçilebileceğini savundu.

Eskişehir’de bir kedinin üniversite öğrencisi bir genç tarafından vahşice katledilip görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması, Ayvalık’ta “Deli” isimli köpeğin yoldan geçerken havladı diye sahiplerinin komşusu tarafından tüfekle vurularak öldürülmesi duyan herkesin kanını dondurdu. Zanlıların, şikayetler sonrası gözaltına alındı ve idari para cezaları kesilerek serbest bırakıldı. Hayvan hakları hukuku üzerinde çalışmalar yapan Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Şeref Ertaş ve Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez, bu cezaların kamu vicdanını tatmin etmediğini ve caydırıcılıktan uzak olduğunu söyledi.

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Şeref Ertaş ve Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez, hayvanlara karşı işlenen suçların da “can”a karşı işlenen suç olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması gerektiğini belirtiyor.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Şeref Ertaş ve Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez, hayvanlara karşı işlenen suçların da “can”a karşı işlenen suç olarak değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması gerektiğini belirtiyor.

Prof. Dr. Şeref Ertaş, Uluslararası Hayvan Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olan Türkiye’de, ne yazık ki mevcut yasalara göre, hayvana vahşet ve işkencenin yere tükürmek veya yasak yerde sigara içmek gibi “kabahat” kapsamına girdiğini belirterek, “Mevcut 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanlara yapılacak her türlü eziyeti, öldürmeyi hukuka aykırı ve suç olarak tanımlıyor. Ancak yaptırımları, adli para cezasını geçmeyen cezalar. Tıpkı yasak yerde sigara içmek, yere çöp atmak gibi kabahat olarak değerlendirilen bu yaptırımlar, bin TL’yi geçmeyen para cezaları ne kadar caydırıcı olabilir ki” diye konuştu.

TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINA ALINMALI

Hayvanlara yapılacak her türlü kötü muamelenin önüne geçmenin caydırıcı cezalar ile mümkün olduğunu savunan Ertaş, “Benim kedilerim ve köpeklerim var, her birinin bir kılına zarar gelecek diye üzerlerine titriyorum. Hayvanlara karşı her türlü kötü muamele, kabahat değil suçtur. Bu fiillerin Kabahatler Kanunu’ndan çıkartılıp Ceza Kanunu’na alınması şart. Meclis’te bekleyen kanun teklifinin doğru maddelerle ve yaptırımlarla yasallaşması çok önemli” dedi.

 MAL OLMAKTAN ÇIKARTILIP CAN OLARAK KABUL EDİLMELİLER

Hayvanlara karşı işlenen suçlarda yalnızca eğer o hayvan sahipliyse Türk Ceza Kanunu’nun 151/2 mala karşı işlenen suçlar maddesince işlem yapılabildiğini hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Burcu Dönmez ise “Bu maddede de hayvanlar birer mal gibi değerlendiriliyor. Sahipli hayvana karşı suç işlenirse ancak cezası var, o da 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası. Ancak uygulamaya baktığımızda üst sınırdan ceza verilmediğini görüyoruz. Hükmün açıklanması geri bırakılıyor ve bu suçu işleyenin sabıkasına işlenmiyor. Bu nedenle hayvanlar mal olarak değil can olarak değerlendirilmeli” şeklinde konuştu.

 KENDİ HAYVANINA İŞKENCE EDEN, ÖLDÜREN, PARA CEZASI ÖDEYİP KURTULUR

Mevcut yasalara göre, başkasının hayvanını öldürenlerin TCK kapsamında yargılandığını, ancak kendi hayvanına karşı suç işleyenlerin yargılanmasının mümkün olmadığını belirten Dönmez, “Hepsi şikayete bağlı suçlar. Kendi hayvanına yapanın yanına kar kalıyor demek tam doğru ifade olur. Yeni yasa tasarısında da yok. Bir kişi kendi hayvanını ister keser, ister öldürür, her şeyi yapabilir. Aynen bu koltuk benim, mesela kırdım, yasa benden nasıl hesap sormuyorsa hayvanı da mal gibi görüyor. Canavarca, tasarlayarak insan öldürseniz, ağırlaştırılmış müebbet alırsınız. Bunu bir canlıya yaptığınızda, yalnızca şikayet varsa para cezası alırsınız” dedi.

HÜKMÜN AÇIKLANMASI GERİ BIRAKILMAMALI, SABIKALARINA İŞLENMELİ

Türkiye’de ciddi bir şiddet sorunu olduğunu ifade eden Dönmez, “Baktığımızda hayvanlara kötü davrananların ilerleyen dönemde insanlara da benzer şeyler yaptığını görüyoruz, bunlar bilimsel gerçekler. Hukukçuların bunu kontrol etmesi mümkün değil. Yasalarımızda bu tarz olaylarda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulanıyor, sabıkalarına işlenmiyor. Ancak alt sınır 2 yıldan fazla olursa bu karar alınamaz. Yeni yasada bu da değerlendirilebilir. Yaptıkları mutlaka sabıka kayıtlarına işlenmeli. Ama kamu vicdanını rahatlatmak açısından seçenek yaptırım imkanları var.  Hayvanlara karşı suç işleyenler, hayvan koruma derneğinde çalıştırılabilir, kamu hizmeti yaptırılabilir, psikolojik tedavi görmesi istenebilir.  Önemli olan insanlara hapis cezası vermek değil. Böylece bu insan empati kurabilir,  kamu vicdanı da rahatlar” diye konuştu.

pet

DÜNYADAKİ ÖRNEKLER NASIL?

– Fransa’da Marsilya mahkemesi, beş aylık kediyi şiddetle duvara fırlatıp görüntüsünü çekerek internete koyan 24 yaşındaki gence bir yıl hapis cezası verdi.

– İngiltere’de, iki aylık köpeğinin kulaklarını kesen genç, 500 sterlin para ve 200 saat zorunlu toplum hizmeti cezasına çarptırıldı, ayrıca 10 yıl boyunca hayvan sahibi olması yasaklandı.

– ABD’de, köpeğini öldüren sanığa, 20 gün boyunca, koruma köpeği kılığında anaokulları dahil çevredeki okulları gezme cezası verildi. Sanığa bu sürede bir de polis eşlik etti.

– Almanya Berlin’de, kedisini çiş yaptı diye dövüp 5. kattan atarak ölümüne neden olan sanık, 7 ay hapis cezasına çarptırıldı, ceza ertelenmedi. Mahkeme, kararında, “Hürriyeti bağlayıcı bir ceza, başka potansiyel suçluları korkutmak açısından gereklidir” dedi.