Duayen işadamı Selçuk YAŞAR : Üniversite hayalim gerçek oldu

Yaşar Topluluğu Onursal Başkanı ve Yaşar Üniversitesi Onursal Başkanı Selçuk YAŞAR kurucusu olduğu üniversite bünyesinde yayınlanan “YAŞARIM” Dergisi’nin ilk sayısı için  Medya İlişkileri Koordinatörü Hakan Atis’e verdiği söyleşide, eğitime, gençlere ve Türkiye’ye ilişkin görüşlerini paylaştı:

Yaşarım Dergisi’ndeki söyleşi:

Söyleşiyi gerçekleştirdiğimiz günlerde konu ne zaman yüksek öğretimden açılsa gençliğe verdiği önem nedeniyle içten bir mutluluk duyan ve adeta gözleri parlayan Sayın Selçuk YAŞAR, sadece iş dünyasında değil toplumsal yaşantımızda da unutulmayan izler bırakan saygın ve önemli bir sanayicidir. Kurucusu olduğu yüksek öğretim kurumunu ‘’Yaşar Üniversitesi’ni gençliğe emanet ediyorum. Çok iyi bir noktada bulunuyor. Bundan ötürü mutluyum ama bu seviye yetmez. Önümüzdeki yıllarda çok daha iyi noktalara gelmesini diliyorum’’ diyerek tanımlayan Sayın Selçuk YAŞAR’a dergimizin ilk sayısında değerli görüşlerini bizlerle paylaştığı için teşekkürlerimizi sunuyorum. Hakan ATİS

 

YASARIM Dergisi (3)

 Hakan ATİS : Eğitim sizin için ne ifade ediyor ?

 Selçuk YAŞAR : Eğitim, herşeyden önce dünyayı kavrayabilmek demektir. Konulara geniş perspektiflerden yaklaşabilmek, önce anlayıp sonra yorum yapmak, olayları tarafsız değerlendirmek , hoşgörü, aydınlanma ve ileriye gidebilmek demektir. Bana göre ülkemizin en önemli konusudur. Eğitim alanında geleceğe yönelik atılacak sağlam adımlar memleketimizin daha da güçlenmesine ve ilerlemesine katkı sağlayacaktır.

 Hakan ATİS : Tanımınız dikkat çekici. Peki o alanda ki fırsat eşitsizliği ? O da önemli bir sorun değil mi ?

 Selçuk YAŞAR : Elbette. Cinsiyet ayrımı maalesef gözleniyor. Buna çok üzülüyorum. Oysa kız veya erkek hiç fark etmez. Bu konuda en önemli görev ailelere düşüyor. Sorun sadece ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerinde gözlenmiyor. Büyük kentlerimizde de aynı önyargıya tanık olabiliyoruz. Ancak büyük kentlerde sivil toplum kuruluşlarının, kamu yöneticilerin ve medyanın bu konudaki tutumları nedeniyle eğitimde cinsiyet ayrımı nispeten daha az. Lakin hiç olmamalı. Çünkü önemli olan insandır. Sorunuzun bir de eğitimde fiziki eşitsizlik boyutu var elbette. O da coğrafi koşullar ve feodal toplum yapısıyla alakalı. Mutlaka dikkate alınması ve çözümlenmesi gereken önemli mesele. Devletimiz elinden geleni tüm gayretiyle yapıyor. Buna inanıyorum. Doksan yaşındayım. Benim gençlik yıllarında eğitimde imkansızlıklar çok daha fazlaydı. Günümüzde de ideal seviyede değiliz ama eskiye oranla çok daha iyi noktalardayız. Yeter mi, elbette yetmez. Bakın, Yaşar Topluluğu, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı vasıtasıyla ve Yaşar Üniversitesi eliyle eğitim konusunda ciddi gayretler gösteriyor. Bunun iş dünyasına örnek olmasını diliyorum. Bu alanda ne yapılsa azdır. Zira Türkiye’nin geleceği iyi yetişmiş gençlerimizle daha aydınlık olacaktır. Elbette onlara istihdam yaratabilmekte fevkalade önemlidir. Unutulmamalıdır ki eğitim ve istihdam, kalkınmış ülkelerin iki büyük gücüdür. Gençliğe güvenim tam.. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum

YASARIM Dergisi (2)

 Hakan ATİS : Yaşar Üniversitesi’ni Türkiye’de ekonomik krizin yaşandığı bir süreçte kurdunuz ve o dönemin koşullarıyla risk aldınız. Neden ?

 Selçuk YAŞAR : Gençlik yıllarımda Danimarka başta olmak üzere ile Avrupa ülkelerinin birçoğu ile ticari ilişkilerim vardı. Bu nedenle sıkça seyahat ediyordum. Gittiğim ülkelerde sanayi alanında olduğu kadar eğitim sahasında da önemli atılımlar yaptıklarını görüyordum. Aslında üniversite fikri o yıllara dayanır. O zamanlarda bir nevi hayalimdi. Daha sonra idealim oldu ve çok şükür gerçekleştirebildim. Risk hayatın her alanında var. Önemli olan karar vermek ve uygulamaktır. Yaşar Üniversitesi’ni kurduğum için çok mutluyum. Zira Türkiye’nin tarımdan sanayiye geçiş yaptığı 1950, 60, 70 ve 80’lerin ilk yarısına kadar olan dönemde yetişmiş insan gücü bulabilmek son derece güçtü. Günümüzde bu konu önemli oranda çözümlenmiştir ve bunu üniversitelere borçluyuz. Yaşar Üniversitesi’nin kurulduğu 2001 yılında ekonomik kriz vardı ama ben kararımı vermiştim. Netice olarak o sene 52 öğrenci ile eğitime başladık. Günümüzde yaklaşık 6.500 öğrenciye ulaştık.

 Hakan ATİS : Yaşar Üniversitesi’ni iki cümle ile tanımlamanız gerekse ne söylersiniz ?

 Selçuk YAŞAR : Yaşar Üniversitesi, sadece İzmir’in ve Ege’nin değil Türkiye’nin de yükselen bir değeri ve prestijidir

 Hakan ATİS : İzmir’in geleceğine yönelik görüşleriniz nelerdir ?

 Selçuk YAŞAR : İzmir’in geleceğini çok iyi görüyorum…Kötümser olmak için hiçbir neden yok. Sorunlar elbette olacaktır. Mühim olan onlara uygun çözümler yaratabilmektir. İzmir, bu birikime sahiptir. Yeter ki kentimizde dayanışma ruhu yitirilmesin. Medya, üniversiteler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarında kentin sorunlarına yönelik dayanışma ruhu varolduğu müddetçe ve İzmir’i başka şehirlerle değil kendi gelişim performansıyla değerlendirdiğimiz zaman geleceğe yönelik umutsuz olmak için hiçbir neden göremiyorum. Gerisi teferruat

 Hakan ATİS : Peki gençlere yönelik tavsiyeleriniz nelerdir ?

 Selçuk YAŞAR : Hayatımda ki en önemli ilkeler rahmetli babamdan öğrendiğim memleket sevgisi ve ülkem için daima üreten, yenilikler peşinde koşan bir fert olabilmektir. Gençlerimize öncelikle bunları tavsiye ediyorum. Karşılaştıkları güçlükler ne kadar büyük olursa olsun sabırlı olsunlar. Umutsuzluğa kapılmak yerine kendilerini geliştirerek güçlüklerle daha iyi mücadele edebileceklerini hayat onlara da öğretecektir. Okumak, yenilikleri takip etmek birkaç lisan öğrenmek, ekip çalışmasına inanmak ve uygulamak, bir de sabır ve büyüklerin tavsiyelerini dinlemek. Benim tavsiyem budur. Asla umutsuzluğa kapılmasınlar ve hedeflerinden vazgeçmesinler.

 Hakan ATİS : Son olarak dergimizle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız ? Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Selçuk YAŞAR: Maketi gördüğüm zaman çok mutlu oldum. Çünkü Yaşar Üniversitesi için bir ihtiyaçtı. Pınar ve DYO’nun da benzeri çalışmaları var. Bu tarz yayınlar kuruluşların felsefelerini kamuoyuna aktarabilmeleri için fevkalade önemli. Yaşar Üniversitesi’nin dergisi farklı içeriği ve aktüel yapısıyla hem bir boşluğu dolduracak hem de öğrencilerimiz tarafından olduğu kadar ulaştırılacağı kitleler tarafından da beğenilecektir. Bundan eminim. Çok beğendim. Tebrik ediyorum. İlk sayıda benimle söyleşi yaptığınız için de teşekkür ederim.

 

YASARIM Dergisi (1)