‘Y’eni ve ‘Z’eki kuşak

Türkiye nüfusunun yüzde 35’ini oluşturan 1980-1999 yılları arası doğumlu Y kuşağı ile nüfusun yüzde 23’ünü oluşturan 2000 yılı ve sonrası doğumlu Z kuşağı, kısa bir zaman içinde çalışma hayatını şekillendirecek.  Bir tarafta sürekli öğrenmeye açık olmalarına karşı iş sadakatleri genellikle düşük olan Y kuşağı, diğer tarafta ise oyunlarından çabuk vazgeçebilen ve ilgilerini kısa süreyle tutabilen Z kuşağı.

Yasar Y&Z KUSAGI(3)

77 milyonluk Türkiye nüfusunun yüzde 35’ini oluşturan 1980-1999 yılları arası doğumlu Y kuşağı ile nüfusun yüzde 23’ünü oluşturan 2000 yılı ve sonrası doğumlu Z kuşağı, kısa bir zaman içinde çalışanların büyük bir yüzdesini oluşturacak. 1979 yılından önce doğanlara göre iş dünyasından oldukça farklı beklentilere sahip olan Y ve Z kuşağını değerlendiren Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, “10-20 sene önceki çalışma mantığı ile günümüzün çalışma mantığı aynı değil. Artık işi yapanlar değişiyor. İşverenlerin, yeni nesil ve onların nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda bilgilenmeleri şart. Aksi takdirde çalışanlarından istedikleri verimi almaları mümkün olmayacak” dedi.

 Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç- Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç- Yaşar Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi

ÖZGÜRLÜĞÜNE DÜŞKÜN KUŞAKLAR

Gerçekçi, kanaatkar ve çalışkan kuşak olarak bilinen 1979 yılı öncesi doğumlu X kuşağının aksine sabırsız, rutinlerden hoşlanmayan ve özgürlüklerine düşkün Y kuşağının temsilcilerinin iş dünyasının mevzilerini yavaş yavaş ele geçirmeye başladığını hatırlatan değerlendiren Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, işverenlerin bu kuşağa karşı nasıl bir tutum içinde olmaları gerektiğini anlattı. Alikılıç, “Ülke nüfusunun 27 milyonunu Y kuşağı, 18 milyonunu ise Z kuşağı oluşturuyor. Kuşak çatışmalarının temelinde ise kuşakları tanımamak yatıyor. Y kuşağının özgürlüklerine düşkün olmaları, bireysel karar alma eğilimlerinin yüksek olması, otorite tanımamaları, kurum kültürünü ve çalıştıkları kurumdaki politikayı çok fazla benimsememeleri; Z kuşağının ise ilgilerini ancak kısa süreyle tutabilmeleri X kuşağının temsilcileri tarafından sorun olarak görülmekte. Ancak bu özelikleri sorun olarak görmek yanlış bir tutum. Şu anda pek çok işveren Y ve Z kuşağının farklı özelliklerinden çok haberdar değil. Zannediyorlar ki kendileri bir iş ortamına nasıl adapte oldularsa, diğer kuşağın temsilcileri de öyle adapte olurlar. Oysa adapte olmak giderek zorlaşıyor. Adapte olmalarını zorlaştıran etkenlerin başında da kısıtlamalar ve yasaklar gelebiliyor. Örneğin kurumsal politika nedeniyle interneti kısıtlayan ya da sosyal medya kullanımına yasak getiren bazı şirketler mevcut. Halbuki bunu yapmak onların özgürlüklerini kısıtlamakla eşdeğer. Bu bakış açısı ile yeni neslin uzun süreli bir yerde çalışmaları mümkün görünmüyor. Böyle bir ortamda onlardan verim almak da mümkün değil” dedi.

ONLARDAN KORKMAYIN

Y ve Z kuşağın temsilcilerinin birden fazla işi aynı anda yapabilme özelliklerinin olduğunu bunun da ileride işverenler tarafından memnuniyetle karşılanacağını ileri süren Alikılıç, ülkemizde işverenlerin bakış açılarının değişmesi gerektiğini vurguladı. Alikılıç şu önerileri sundu:

“Y ve Z kuşakları var olan teknolojiyi en iyi şekilde kullanan, çok daha fazla işi aynı anda yapabilen, çoklu ortamlara adapte olabilen ve X kuşağına göre zeki oldukları ileri sürülen bir nesil. Bu özellikleri ileride yaptıkları işlere de yansıyacak. İşverenler onları doğru anlarlarsa, iş tempolarından memnun kalacaklar. Ancak artık çalışma sisteminin de gelişmesi ve değişmesi gerekiyor. 10-20 sene önceki çalışma mantığı ile günümüzün çalışma mantığı aynı değil. İşverenlerin, yeni nesil ve onların nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda bilgilenmeleri şart. Kısacası yeni neslin farklı olan özelliklerinden korkmamak gerekiyor. Ayrıca bu yeni nesil için eğitim süreçlerimizi de gözden geçirmemiz gerekiyor. Gençler, güven veren ve yaratıcı düşünceyi destekleyen bir iş ortamı arıyorlar.”

X Kuşağı: 1965-1979

Y Kuşağı: 1980-1999

Z Kuşağı: 2000 ve sonrası

Z kuşağının özellikleri: Türkiye genelinde bu kuşağın bilgisayar kullanmaya başlama yaşı 8, interneti kullanmaya başlama yaşı 9, cep telefonu kullanmaya başlama yaşı ise 10.