EGE UYGARLIKLARI MÜZESİ ÇOK YAKIŞACAK

İzmir’de yapılması yıllardır gündemde olan Ege Uygarlıkları Müzesi için ilk adım atıldı ve Alsancak’taki eski Tekel Sigara Fabrikası alanında hayata geçirilmesi için proje ihalesi gerçekleştirilerek teslim tarihi de Şubat 2019 olarak açıklandı.

Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, Müzenin, İzmir’in kültürel yaşamına, kent ve bölge turizmine büyük katkı sağlayacağını belirtti.  İzmir’de bir mega müze projesinin hayata geçirilmesi halinde, kente katkılarının neler olacağı yönünde sektörün önde gelen temsilcileriyle görüşerek araştırma hazırlayan ve geçen yıl 16. Ulusal İşletmecilik Kongresinde sunan Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, “Daha önce pek çok kere önemine ve gereğine değindiğimiz projenin, Ege Uygarlıklar Müzesi adıyla hayata geçirilecek olması çok memnuniyet veren bir haber” dedi. 

Yaşar Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar

Dünyadaki büyük müzelerin yalnızca birinin yıllık ziyaretçi sayısının, İzmir’in toplam turist sayısının yaklaşık 6-7 katı olduğunu belirten Prof. Dr. Pırnar, “Dünyada en çok turist çeken müzeler incelendiğinde, içinde bulundukları kentlerin hem küresel marka değerine hem imajlarına hem de tanıtımlarına olumlu etkileri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Geçen yıl Paris’teki Louvre Müzesinin ziyaretçi sayısı 8,1 milyon kişi. İzmir’de ise geçen yıl Efes dahil müze veya ören yerlerini ziyaret eden turist sayısı yaklaşık 1,7 milyon kişi.Hem eşsiz Efes Antik Kentine yakınlığı hem de Anadolu medeniyeti ile Ege’nin orijinal tarih ve kültürünü barındırarak sergileyecek Ege Uygarlıklar Müzesi, İzmir’in kent markalaşma sürecine ve azalan turist sayısının çoğaltılmasına kesinlikle yardımcı olacaktır” diye konuştu.

YER SEÇİMİ DOĞRU

Yaptıkları araştırmada “Ege Uygarlıkları Müzesi”nin isim önerilerinde yer aldığını ifade eden İge Pırnar,  yer olarak Alsancak’ta eski Tekel Sigara Fabrikası olarak kullanılan 15-20 bin metrekarelik kampüs alanının seçilmesini de değerlendirdi. Prof. Dr. Pırnar, “Bu proje için yer seçimi çok doğru. Örneğin, dünyada en çok ziyaret edilen müzeler sıralamasında uzun yıllardır ilk sırada yer alan Paris’teki Louvre Müzesi de şehrin merkezinde, ulaşım olanaklarının olduğu bir merkezde yer alıyor. Bu bağlamda, yakında çalışmaya başlayacak tramvay hattının önünden geçmesi, Alsancak Tren Garının ve İZBAN durağının yanında bulunması, ayrıca, Neşe ve Karikatür Müzesi, Mask Müzesi, Yaşar Resim Müzesi ve Sanat Galerisi, TCDD 3.Bölge Müze ve Sanat Galerisi, İzmir Kadın Müzesi, Atatürk Evi Müzesi gibi pek çok kültürel, sanatsal ve tarihi öneme sahip müzelerle galerilere de oldukça yakın bir mesafede bulunması, konumun çok doğru seçildiğini gösteriyor” diye konuştu.

TARİHİ VE YENİ MİMARİ İÇ İÇE DEĞERLENDİRİLEBİLİR

Müzelerin, şehirlerin ve ülkelerin tarihi zenginliğini, bu zenginliğine verdiği önemi ve dolayısıyla gelişmişliğini gösteren simge yapılar olduğunu ifade eden Pırnar, “Bu bağlamda müzelerin bina olarak mimari özellikleri de önemli. Örneğin, Fransa Paris’te ki Louvre Müzesi veya İspanya’daki Bilbao Guggenheim Müzesi dikkat çekici sembol yapıları ile de dünya çapında üne sahip. Bu yüzden yeni yapılacak müzenin mimarisi de dikkatli planlanmalı. Tarihi binaların restorasyonunun yanı sıra kruvaziyerle gelen turistlerin körfeze girişte kent siluetinde dikkatlerini çekecek, yerli ve yabancı ziyaretçileri etkileyebilecek, İzmir kent imajı ile bütünleşmiş, dikkat çekici bir simge yapı ile birlikte tasarlanan bir mimariye sahip Ege Uygarlıkları Müzesi Projesi, kentin başarılı markalaması adına da önemli” dedi.

KAMPÜS YAPILANMASI DOĞRU SEÇİM

Müzenin kampüs şeklinde olmasının doğru bir seçim olduğunu söyleyen İge Pırnar, “Burasının bir tema park şeklinde yapılandırılması, ekolojik yeşil alanları içermesi, sürdürülebilir bir yaklaşımla sadece turistleri değil, İzmirlileri de kucaklaması, 24 saat yaşayan bir kampüs olarak eğitim ve kültür merkezi işlevini sağlaması önemli. Yine, sinema, tiyatro gösterileri ve konserlerin yapılacağı, şiir vb. söyleşilerin de gerçekleşebileceği bir salonu, farklı yiyecek-içecek dükkanlarını, büyük bir depo alanı, çocuk parkı, kütüphane, hediyelik eşya dükkanları gibi birimleri kapsaması da gerekli” dedi.

FARKLI MÜZE ÖRNEKLERİ İNCELENMELİ

Komplekse, İzmir Etnografya Müzesi ile Arkeoloji Müzesi’nin de taşınmasının, aynı zamanda, depolarda bulunduğu tahmin edilen 200 bini aşkın eserin de sergilenme fırsatı bulmasının beklendiğini belirten Prof. Dr. Pırnar, “Sadece depoda duran, hali hazırda sergilenen ya da yeni çıkarılacak arkeolojik eserlerin sergilenmesi değil, aynı zamanda dünyada pek çok örneği olan yaşayan değişik kültürel obje ve nesnelerin de sergilenmesi de çok önemli. Örneğin, 5 Temmuz 2017- 7 Ocak 2018 tarihleri arasında Paris Dekoratif Sanatlar Müzesinde her gün 5-6 saatlik bekleme sürelerine razı olan kuyruklarda pek çok ziyaretçiye ev sahipliği yapan Christian Dior koleksiyonu gibi başarılı sergi örneklerine imza atılabilir. Bu tür özel koleksiyonların meraklıları sadece bu sergileri görebilmek için pek çok fedakarlık yapabilir. Ege Uygarlıkları Müzesi faaliyetlerinde de bu tür özel koleksiyonlara ev sahipliği yapan ve sadece sergileme, eğitim verme değil kumaş dahil pek çok şey satarak satış rekorları kıran, senelik 2 milyonu aşkın ziyaretçisi olan Londra’da ki Victoria and Albert Müzesi gibi küresel anlamda başarılı müzelerin faaliyetleri örnek alınabilir” diyerek önerilerde bulundu.

Alsancak’taki eski Tekel Fabrikasının, 1884 ya da 1886 yılında inşa edildiği tahmin ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından yapılan Ege Uygarlıkları Müzesi Proje Yapım İhalesi’nde, teslim tarihi ise 4 Şubat 2019 olarak açıklandı. İhaleyi kazanan firmanın, daha önce Tarihi Havagazı Fabrikası ile Konak Yalı Camiinin restorasyon işini üstlendiği biliniyor.