Selim Yaşar’dan yeni nesil patronlara tavsiyeler

Yaşar Üniversitesi’nde öğrencilerle deneyimlerini paylaşan Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, aile şirketlerinin yönetimine geçecek genç nesillerin en az 2 yıl başka bir patronla çalışmasının çok faydalı olacağını söyledi. Selim Yaşar, “Türkiye’de şirketlerin yüzde 95’i aile işletmesi, bunların yüzde 30’u birinci devirden ikinci nesle geçebiliyor. Ancak yüzde 95’lik aile işletmesi oranı azalmıyor. Çünkü yeni aile işletmeleri kuruluyor, yüzde 30’u kalmasına rağmen, yenileri nedeniyle oran yüzde 95 olarak kalıyor” dedi.

İş dünyasının temsilcilerini Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluşturan “Aile İşletmeleri ve Girişimcilik” seminerlerinin sonuncusu Selçuk Yaşar Kampüsü Konferans Salonu’nda düzenlendi. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ufuk Tutan tarafından organize edilen “Aile İşletmeleri Deneyimleri” başlıklı seminerin konuk konuşmacısı ise aile işletmesi geleneğinin köklü kuruluşlarından Yaşar Topluluğu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar oldu. Seminere, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, TAİDER, ESİAD, EGİAD, EGİKAD ve EGOD gibi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler ile öğrenciler katıldı. Doç. Dr. Ufuk Tutan, “Önümüzdeki 15 yıl içinde, bu şirketlerde nesiller arası yetki devirleri olacak. Birinci nesilden ikinci nesile geçiş yüzde 30. Geri kalan yüzde 70’i ise ya dağılıyor ya da bölünüyor. İkinci kuşaklar yüzde 10 kalıyor. Her aile işletmesinin dağılması ya da bölünmesi, ülke sermayesini küçültüyor. Bu yüzde 30’u yukarı çıkarmak için çalışıyoruz. Gelecek kuşakların, aile kültürü, neler yapmaları gerektiği gibi konularda  eğitilmesini amaçlıyoruz. Sadece aile üyesi vasfıyla değil, dışarıda iş arıyorsa aynı pozisyonda iş bulabilmeli; yoksa zarar verir, diyoruz. İstanbul’da aile şirketlerine uygun yönlendirmeler yapan üniversiteler ve kurumlar var. Büyük talep gören bu uygulamaların İzmir’de de benzerlerini hayata geçirmek için işbirlikleri yapıyoruz” dedi.

YSR_6718
Seminere, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, Genel Sekreter Ender Duran, dekanlar, akademisyenler, TAİDER, ESİAD, EGİAD, EGİKAD ve EGOD gibi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

 

YAŞAR HOLDİNG BÜYÜK BİR AİLE ŞİRKETİ

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, “Dedem, Durmuş Yaşar ve Oğulları müessesini Rodos’tan geldikten sonra başlatıyor, isminde bile aile olduğu görülüyor. Oğulları, kızı ve eşinin hissedarı olduğu 5 ortaklı bir şirket kuruyor. Yıllar içinde, birçok ilklere imza atan, boyadan gıdaya birçok sektörde faaliyet gösteren Yaşar Holding, büyük bir aile şirketi. Tüm işletmelerin içinde yüzde 95 orana sahip aile işletmeleri, ülke ekonomisi için çok önemli. Eğer iyi yönetilirse, ekonomiye katkısı daha fazla olacaktır ve kalkınmada daha verimli bir yapı elde edilecektir. Bunun için bu işletmelerde, en üst kademe karar veren insanların yetiştirilmesi, eğitimi, iş tecrübesi, aile kültürü ve felsefesini doğru alması hayati önem taşıyor” diye konuştu.

EN AZ İKİ YIL BAŞKA PATRONLA ÇALIŞIN

Fransa’da ve ABD’de ekonomi alanında eğitim gören Selim Yaşar, mezun olduktan sonra hemen Yaşar Holding’de işe başlamak yerine, boya işinde ortakları olan Sadolin’in Danimarka’daki fabrikasında iki yıl finans bölümünde çalıştığını kaydetti. Yaşar, bu sayede başka bir patronun altında çalışma tecrübesini edindiğini ve bütün gençlere bunu tavsiye ettiğini belirtti. Yaşar, “Hemen kendi şirketinde işe girerse hatalarını kimse düzeltmeyecektir, kibarlıktan kendisine bir eleştiri olmayacaktır. Kendileri de patron ailesinden olduğu için müsamaha gösterilecektir. Oysa başka bir şirkette başlamak eksiklerinizi görme ve tecrübe anlamında size çok şey katacaktır. Danimarka’daki süreç bana o kadar faydalı oldu ki 1982’de Yaşar’a geldiğimde, holdingin stratejik planlama talimatnamesini yazma şansım oldu ve bu sisteme geçtik” diyerek yaşadıklarını anlattı.

HER ŞİRKETE ÖZEL AİLE ANAYASASI OLMALI

YSR_6765
Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar

Aile kültürünün, her ailede farklı olduğunun altını çizen Selim Yaşar, “Aile şirketinin yönetimi şöyle olur diye bir kalıp yok. Aileye özel yazılması gereken bir aile şirketi anayasası, yönetim kuralları olması lazım. Ailenin yönetimindeki ve sonra gelecek nesillerin teker teker kişisel karakterleri, liderlik vasıfları ve aile kültürü analiz edilip o fertlerin hangi konularda vasıfları olduğuna göre anayasanın yazılması şart. Bizde de 1980’li yıllarda ABD’li uzmanların danışmanlığında bir anayasa hazırlandı. Bize, Koç Holding’e, Abalıoğlu ve Sancak gruplarına, Türkiye’deki birçok aile şirketine danışmanlık yaptı ve aile işletmelerinde nasıl bir anayasa yazılır, nasıl bir görev bölümü yapılır, hangi konularda aile karar verir bunları öğretti. Aile anayasası konduğu zaman, bunun içinde, nesiller nasıl hazırlanacak, nesiller arası geçiş nasıl olacak, karar mekanizması nasıl çalışacak bu yazar. Yaşar Holding’in anayasası ile aile üyeleri icracı görevlerden ayrıldı ve yönetim kurullarında yer aldı. İcra görevleri o yıllardan itibaren profesyonellerce yürütülüyor” dedi.

YÖNETİM KURULU İÇİN MİNİMUM 22 YIL ŞART

Genç neslin, üniversiteyi bitirdikten sonra iki yıl başka bir şirkette çalıştıktan sonra kendi şirketine gelip en az 20 yıl icracı görevlerde bulunması gerektiğini ifade eden Yaşar, “Aile ferdi, satın almadan satışa, üretimden mali işlere kadar değişik bölümlerde çalışıp tecrübe kazanmalı ki şirketin her tür faaliyeti konusunda bilgi birikimi yapsın. Yönetim kurulu üyesi olduğunda karar alırken yeteneğe kavuşması için böyle bir dönem yaşaması şart. Bu da minimum 22 yıl eder” diye konuştu.

GİRİŞİMCİLİK DEDEDEN MİRAS

Aile fertlerinin sadece işletme yönetiminde değil, aynı zamanda girişimciliği de çok iyi öğrenmeleri gerektiğini vurgulayan Selim Yaşar, “Herkesin, aile fertlerinden liderlik ve yeni girişimlere girmek, yeni teknolojilere, karlı işlere yatırım yapma konularında beklentisi var. Yaşar Holding’de 10 bin kişi çalışıyor, 2 milyar dolar ciro, 170 milyon dolar ihracat yapan bir grubuz. Bu büyük ailenin sorumluluğunu hissediyoruz. Biz sadece, yönetim kurulunun denetim görevini yapmayacağız, aynı zamanda liderlik ve girişimcilik, yön verme, ihtiyaç olan yeni konulara öncülük edeceğiz. Babam büyük bir girişimcidir, müthiş bir enerjisi var ve birçok ilke imza atmış bir insan. Dedem de bir girişimciydi. Demek ki bu neslin devamı için benim de bir girişimci yönetim kurulu başkanlığı yapmam lazım. İş ve atılım dönemini başlatıyorum dedim. Bu nedenle değişen şartlara göre ihtiyaçları, bizim sektörümüze monte edebileceğimiz ürünleri bulup atılımı devam ettirmek önemli. Aile kültürümüzde girişimcilik var” diyerek gençlere girişimci olmaları gerektiğini söyledi.

İZMİR’DE YENİ AİLE İŞLETMELERİNE İHTİYAÇ VAR

İzmir’de teknoparklar, serbest bölgeler kurulduğunu, Çandarlı’da yapılan liman ve Uzakdoğu’dan gelen malları Avrupa’ya aktaracak lojistik merkezle birlikte, Çin’e kadar yeni bir İpekyolu projesinde kentin önemli bir kapı olduğunu kaydeden Selim Yaşar, “İzmir’in yapısına uygun bir sürü iş var daha yapılacak. Bunun için de birçok girişimciye, birçok aile işletmesine, eskileri devralacak, yenisini kuracak gençlere ihtiyaç var. Bütün bunlar potansiyel ve buna dönük de gençlerin doğru yönlendirilmesi lazım. Ben değil, biz demek önemli. Ben diye bir şey olamaz” dedi.

YSR_6749
Doç. Dr. Ufuk Tutan, “Aile İşletmeleri ve Girişimcilik” seminerlerinin genişleyerek önümüzdeki yıl da devam edeceğini söyledi.