Diziler halkla ilişkiler gerçeğini yansıtmıyor

Halkla ilişkiler uzmanları ekranda olumsuz tiplemelerle canlandırılıyor

 Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, son 20 yılda, milyonları ekran başına toplayan Asmalı Konak, Binbir Gece, Güllerin Savaşı  ve Yalan Dünya gibi 35 televizyon dizisinde halkla ilişkiler uzmanlarının nasıl temsil edildiğini inceledi.

Dizilerin neredeyse tamamında, halkla ilişkiler mesleğinin yanlış algılanmasına neden olacak ciddi problemler olduğunu belirten Doç. Dr. Alikılıç, “Tespit ettiğimiz 36 halkla ilişkiler uzmanından 34’ü kadın ve neredeyse tamamı; negatif, öfkeli, yalan, hile ve cinselliğini kullanarak kariyer yapan, dalkavuk, para düşkünü, acımasız olarak gösteriliyor” diyerek bu duruma müdahale edilmesi konusunda meslek örgütlerine önemli görevler düştüğünü söyledi.

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç ve yüksek lisans öğrencisi Şule Baş, halkla ilişkiler ve reklamcılık mesleklerinin televizyon dizilerindeki temsiline yönelik bir araştırma yaptı. 1998’den bugüne, dramdan komediye ve aile dizilerine kadar toplam 35 dizi inceleyen Alikılıç ile öğrencisi Baş, bu dizilerdeki toplam 36 karakteri, görevleri, nerede çalıştıkları, cinsiyetleri, medeni halleri, yalnız mı ailesiyle mi yaşadıkları, çocukları olup olmadığı ve kişilikleri bakımından ele aldı. Dizilerdeki halkla ilişkiler uzmanlarının çoğunun bekar ve yalnız yaşayan kadınlar olarak karakterize edildiğini söyleyen Doç. Dr. Alikılıç, “36 karakterin yalnızca iki tanesi erkek, 6 tanesi evli ve yalnızca 2 tanesi çocuk sahibi” bilgisini paylaştı.

Toplumsal cinsiyet ve roller açısından ele alındığında, ekrana gelen temsillerin gelecekte bu mesleği seçmeyi düşünen gençler ve aileleri için olumsuz etki oluşturduğunun altını çizen Alikılıç, “Türkiye gibi televizyon izleme oranının yüksek olduğu ülkelerde dizilerin algılar üzerinde yarattığı etki çok büyük. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, diziler aracılığıyla verilen mesajların doğru kurgulanması çok önemli” dedi.

Şule Baş-Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç

ŞİRKETLERİN GİZLİ KAHRAMANLARI

Gelişen teknoloji ile birlikte satış ve pazarlamada ortaya çıkan yeni anlayışlara, şirketlerin ancak bu alanda eğitim almış halkla ilişkiler ve reklamcılık uzmanları ile uyum sağlayabildiğini hatırlatan Doç. Dr. Alikılıç, “Sektörü ne olursa olsun artık şirketler, bütçelerinde önemli bir payı halkla ilişkiler ve reklamcılık faaliyetlerine ayırıyor. Bu uzmanlar, marka itibarını oluşturuyor, hedef kitlesi ile olan iletişimini kuruyor, pazarlama stratejilerini yönlendiriyor. Yeri geliyor CEO’ların nerede, ne konuşacağı konusunda danışmanlık yapıyor. Dizilerde gösterilenin tam aksine, ister erkek olsun ister kadın, halkla ilişkiler uzmanları şirketlerin gizli kahramanlarıdır” diye konuştu.

YANLIŞ ALGI 20 YILDIR TEKRAR EDİLİYOR

Benzer eleştirilerin Türkiye dışında da gündeme geldiğine değinen Alikılıç, Hollywood’da son dönemde halkla ilişkiler ve iletişim uzmanlarının aslına daha yakın, gerçek kariyer koşullarını yansıtan bir şekilde temsil edildiğini ifade etti. Özlem Aşman ​Alikılıç, “Türkiye’de senaryo yazarları ve yönetmenler, daha önce bir dizide yapılan yanlışı devam ettirerek izleyicinin algısında olumsuz bir imaj yaratıyor. Yaklaşık 20 yıldan bu yana aynı yanlış algının ısrarla tekrarlanması, halkın çalışanlara olumsuz bakmasına neden olmasının yanı sıra meslektekileri rencide ediyor ve eğitimini bu alanda almak, kariyerini halkla ilişkiler uzmanı olarak geliştirmek isteyenleri de olumsuz etkiliyor” dedi.

Türkiye’de geçmiş dönemlerde filmlerde ve dizilerde olumsuz olarak gösterilen çeşitli meslek grupları söz konusu olduğunda ilgili dernek ve meslek örgütlerinin vakit kaybetmeden tepki gösterdiğini hatırlatan Alikılıç, “Televizyondaki kötü temsillere meslek örgütlerinin gösterdiği tepkiler, sonraki bölümlerde olumlu düzeltmelere neden oldu. Ancak 20 yıldan bu yana yapılan bir negatif algı yönetimine karşı ne yazık ki halkla ilişkiler ve reklamcılık meslek örgütlerinin böyle bir tepkisi gelişmedi” değerlendirmesinde bulundu.