Demiryolu mirası yeniden hayat buluyor

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü son sınıf öğrencileri, atıl durumdaki tarihi Buca Tren İstasyonu için yeniden kullanım önerileri geliştirdi ve Buca ile Şirinyer’i birbirine bağlayan eski demiryolu hattı üzerinde “Çizgisel Bir Demiryolu Parkı” tasarladı.

Daha önceki yıllarda, kente mal olmuş Alsancak Garı, Elektrik Fabrikası, TMO Siloları, Tekel Fabrikası, Süngükaya ve Sarpıncık Deniz Fenerleri gibi tarihi yapıları, günümüz koşullarına uyarlayarak yeni işlevlerle tasarlayan öğrenciler, İç Mekan Tasarımı Stüdyosu’nda, bu kez 1872 yılından 2006 yılına kadar 134 yıl hizmet veren, ancak şu anda atıl durumdaki tarihi Buca Tren İstasyonu için tasarımlara imza attı. Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ile İstanbul MEF Üniversitesi işbirliği ile yürütülen stüdyoda, istasyonun yanı sıra Buca ile Şirinyer’i birbirine bağlayan eski demiryolu hattı üzerinde “Çizgisel Bir Demiryolu Parkı” da tasarlandı. Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio koordinatörlüğünde, Dr. Öğretim Üyesi Ebru Karabağ Aydeniz, Dr. Öğretim Görevlisi Özge Başağaç ve Araştırma Görevlisi Özüm Karadağ yürütücülüğünde yapılan çalışmalarda, öğrenciler, önce dünya çapında gerçekleştirilen demiryolu mirası yeniden işlevlendirme örneklerini inceledi.

MEKANIN HAFIZASINI KORUMAK

Projenin birinci bölümü, başlangıçta İzmir-Aydın demiryolu hattının bir kolu olarak inşa edilen, ancak günümüzde kullanılmayan Şirinyer – Buca arasındaki bağlantıya odaklandı. Bu alan, açık hava etkinlikleri ve sosyal buluşmalar için “Çizgisel Bir Demiryolu Parkı” oluşturacak potansiyel bir bölge olarak yeniden değerlendirildi. Demiryolu mirasının somut ve somut olmayan izleri, yeni dış mekan tasarımları ve peyzaj ögeleri ile birleştirilerek üç kilometrelik kullanılmayan ray hattı ve çevre için bir dizi öneri oluşturuldu. Projenin ikinci bölümü ise Buca Tren İstasyonu binalarına odaklandı. Öğrenciler, terk edilmiş durumda olan Buca Tren İstasyonu ve şef lojmanı için yerel topluma hizmet etmesini amaçlayan, sosyal veya kültürel özelliklere sahip yeni bir mekan programı ile ele alınan öneriler geliştirdi. Yerin ‘hafızasını’ korumak ve mevcut izler ile işlevi birleştirmek, her iki yapı için de yeniden kullanım tasarım hedeflerini oluşturdu.

İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde kültür mirası iç mekanların yeniden işlevlendirilmesi doğrultusunda çalışan Öğretim Üyesi Sergio Taddonio, “TCDD 3. Bölge Müdürlüğü iş birliği, izni ve desteği ile yürüttüğümüz ilk projemiz Alsancak Garı’nın yeniden işlevlendirilmesi idi. Bu projede ise öğrencilerimiz Buca Tren İstasyonu Yapıları ve Buca-Şirinyer Demiryolu hattının yeniden kullanımı için öneriler geliştirdi. Bu öneriler TCDD tarafından da ilgi ile karşılandı. TCDD ile gelecekte de iş birliğimizi sürdürerek kamu yararına projeler üretmek istiyoruz” dedi.

 

 

DEMİRYOLU KÜLTÜR MİRASI

TCDD 3. Bölge Müdürü Murat Bakır ise “Müdürlüğümüz bünyesinde bulunan demiryolu kültür mirası yapılar ve hatlar için çalışmalarımız devam ediyor. Buca- Şirinyer hattı ve Buca Tren İstasyonu yapıları, kent içindeki konumları sebebiyle İzmir için ayrı bir önem arz etmekte. Alanın yeniden kullanımı için geliştirilen önerileri olumlu buluyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Öğrencilerin dönem boyunca tasarladıkları projeler, çevrimiçi bir sergi ve jüri ile değerlendirildi. Sergi ve final jürisine, TCDD 3. Bölge İşletme Müdürlüğünde görevli Y. Mimar Sevgi Dinçer Akzıypak ve Baş mimar Ramazan Kazanır, TMMOB İçmimarlar Odası İzmir Şubesi yönetimi, MEF, Özyeğin, Başkent ve Yaşar üniversitelerinden akademisyenler, mezunlar ile öğrenciler katıldı.