Kadının mutfaktan çıkma zamanı geldi

Türkiye’de kadınlar toplam istihdamın sadece yüzde 27’sini karşılıyor, bir diğer deyişle her 4 çalışandan sadece 1 tanesi kadın. Ülkemizde kadın erkek eşitliği adına gerekli yasal düzenlemelerin yapılmış olmasına rağmen kadınların özellikle iş piyasasında neden yetersiz kaldığını irdeleyen Yaşar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Duygu Seçkin Halaç, kadınların iş piyasasında daha görünür olmaları için aile içi eşit iş bölümünün sağlanması gerektiğini söyledi.   

Yaşar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Duygu Seçkin Halaç

KADINLARIN BÜYÜK BİR KISMI İŞ ARAMIYOR   

Uluslararası Ticaret Merkezi Direktörü Arancha Gonzalez’in, “Türkiye’de kadının ekonomiye katılımı kendi potansiyelinin altında. Türkiye’de kadının önü açılırsa 2025 yılına kadar Türkiye ekonomisine 250 milyar dolar eklenmiş olur. Bu da Türkiye’nin GSYH değerinin yüzde 20 artması demektir. Türk kadını ülke ekonomisini yüzde 20 büyütebilir” şeklindeki beyanını yorumlayan Yaşar Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Duygu Seçkin Halaç, “Türkiye nüfusunun neredeyse yarısının kadın olduğu, bu kadınların istihdamda ne kadar az rol aldığı hatta çok büyük bir kısmının iş dahi aramadığı bir tabloda sadece bu verilerinden yola çıkarak Türkiye’de kadınların ekonomiye katılımda kendi potansiyellerinin çok altında oldukları çok yerinde bir tespittir. Asıl mesele bu potansiyelin nasıl çıkartılabileceği; Gonzales’in deyimi ile ‘önü açılırsa’ noktasındaki strateji ve eylem planlarının ne olacağıdır” dedi.

EV İÇİ SORUMLULUKLAR VE ÇOCUK BAKIMI KADINA AİT  

Türkiye’de yapılan çalışmalar ve istatistiklere göre iş piyasasındaki kadın erkek eşitsizliğinin aile içi iş bölümündeki eşitsizliğin bir yansıması olarak ortaya çıktığını belirten Dr. Halaç, “Türkiye’de, kadın erkek eşitliği adına tüm gerekli yasal düzenlemeler yapılmış olmasına rağmen özellikle iş piyasasında ve siyasi katılımda kadınların yetersiz temsilleri açıktır. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun 2013 raporunda bunun en temel nedenleri olarak kadınların yeterli eğitim düzeyine sahip olmaması, geleneksel işbölümü nedeniyle ev içi sorumlulukların ve çocuk bakımının kadının sorumluluğu olarak görülmesi, iş ve aile yaşamını uzlaştırıcı mekanizmaların yetersizliği gösterilmiştir. Yine TÜİK’in 2015 yılında 15 yaş üstü katılımcılarla yapmış olduğu ‘zaman kullanım anketi’ sonuçlarına göre ev işleri ve çocuk bakımı için erkeklerin günlük ortalama 53 dakika, kadınların ise 4 saat 53 dakika vakit ayırdıkları görülmüştür. Çalışan erkek ve kadınlar için ise bu rakamlar sırayla 46 dakikaya 3 saat 31 dakika olarak belirtilmiştir. TÜİK’in 2016 Aile Yapısı Araştırması’nın sonuçlarına göre de Türkiye’de yemekleri kadınların yaptığı, bulaşık, çamaşır, ütü gibi ev işlerinin yüzde 91 oranında kadınlar tarafından yapıldığı belirtilmiştir. TÜİK’in 2015 yılı işgücüne dahil olmama sebeplerini gösteren verilerine bakıldığında ise işgücüne dahil olmayan kadınların yüzde 57,3’ünün belirttiği sebebin ‘ev işleri’ olduğu görülmektedir. Sonuç olarak kadınların iş piyasalarındaki atıl durumları ortadadır. Kadınların iş piyasasında daha görünür olmaları daha temelde yapısal ve sosyal reformların hayata geçirilmesi ile uzun vadede mümkün olabilecektir.” bilgisini verdi.