Yaşı küçük yeteneği büyük

Nehir İzmir’in gururu oldu

Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müzik Akademisi öğrencisi 10 yaşındaki Nehir Özzengin, 27 farklı ülkeden 50’ye yakın yarışmacının katıldığı Belçika’nın Brüksel şehrinde yapılan Uluslararası Cesar Frank Piyano Yarışması’nda dünya ikinciliğini kazandı.

YSR Nehir (4) (Small)

4,5 yaşında başladığı piyano eğitimini Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müzik Akademisi’nde eğitmen Öykü Özkurtul ile sürdüren Nehir Özzengin, İzmir ve Türkiye’nin gururu oldu. Daha önce ulusal yarışmalarda da derece alan genç piyanist, geçen ay sonunda Belçika’nın Brüksel şehrinde yapılan Uluslararası Cesar Frank Piyano Yarışması’na katıldı. Sanat Direktörlüğü’nü ünlü Belçikalı piyanist Philip Raskin’in yaptığı yarışmada tamamı akademisyen olarak çalışma hayatlarını sürdüren 9 farklı ülkeden 10 piyanist jüri üyesi görev aldı. Yarışmaya tüm kategorilerde 27 ülkeden 50 yarışmacı katıldı. Yarı finalde çaldığı iki eserle finalist olan Özzengin, finalde Ignacy Jan Paderewski’nin Menuet 50 No:1, Felix Mendelssohn’un Venetian Gondola ve Edvard Grieg’in Troldtog eserlerini çaldı. Nehir, final performansı ile kategorisinde dünya ikinciliği ödülünü kazanmayı başardı.

BASKETBOL VE TENİS OYNUYOR PİYANO ÇALIYOR

Eğitimini, TAKEV İlköğretim Okulları beşinci sınıfta sürdüren Nehir Özzengin, aynı zamanda devletin üstün zekalı ve özel yetenekli çocukların belirlenmesi için yaptığı BİLSEM sınavını da kazanmayı başararak bu okula da devam ediyor. Aynı zamanda tenis ve basketbol oynayan, okulun basket takımıyla İzmir birinciliği de bulunan Nehir’in en büyük hayali, ileride hangi mesleği yaparsa yapsın sanat, spor ve mesleği sayesinde dünyayı dolaşarak farklı kültürleri ve farklı milletlerden insanları tanıyabilmek.

Nehir’in başarılarıyla gurur duyduklarını belirten ailesi, “Nehir, ilk piyano resitalini de kısa bir süre önce verdi. Sanatta, sporda ve derslerinde çok başarılı. İleride hangi mesleği seçerse seçsin dünyayı dolaşıp konserler vermek istiyor. Hiçbir zaman dersleri aksar mı korkumuz olmadı, sanat ve spor hep hayatımızın içinde oldu ve olmaya da devam edecek” dedi.

Nehir’in ailesi, kızlarının şu ana kadar yarışma ve masterclasslar için iki ülkeden davet aldığını söyleyerek Nehir gibi yetenekli çocukların uluslararası alanda Türkiye’nin adını başarıyla duyurmak için pek çok şansa sahip olduğunu, ancak ailelerin imkanlarının yetmediği yerde sanatsever iş adamlarının, kurumların ve vakıfların desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade etti. ​