TEDES için yasal düzenleme şart

Birçok ilde uygulanan Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES), ardı ardına otomatik olarak kesilen trafik cezalarıyla gündeme gelmeye devam ediyor. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, bu sistemde, yarım saat içinde aynı taşıta 7-8 kez trafik cezası kesilen vakaların yaşanabildiğini belirterek, “Mahkemeler, birbirine yakın saatlerdeki cezaların yalnızca birini geçerli sayıyor. Aynı fiil nedeniyle birden fazla cezaya maruz kalma doğru bir uygulama değil. Kameraların nerelere ve hangi aralıklarla konulacağı, denetim kapsamının ne olacağı, sürücülere uyarı yapılıp yapılmayacağı gibi birçok noktada da belirsizlik var” diyerek sistemin kanunla hukuki altyapıya kavuşturulması gerektiğini söyledi.

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem

Türkiye’nin 81 ilinde şehir merkezleri ve ilçelerde kavşaklar, geçiş güzergahları, otoyollar 10 binlerce kamerayla izleniyor. Son günlerde ise MOBESE sisteminin alt bileşeni olarak 2918 sayılı Trafik Yasası’nın ek 16. Maddesince imzalanan protokole göre, belediyelerce kurulan şehir içi trafik sistemi TEDES, yaygınlaşmaya başlıyor. Yerleşim birimlerindeki trafik suçları ve düzenini daha yakından takibe alması amaçlanan TEDES’in, özellikle kırmızı ışık, hız sınırı, banket ve emniyet şeridi ihlalleri başta olmak üzere tüm trafik kuralı ihlallerinin tespitinde kullanılması hedefleniyor. Ancak TEDES, bazı illerde kamera tespitleriyle yarım saatte ardı ardına yazılan hız ihlali cezalarıyla gündeme geliyor. Mahkemeler de itirazlar nedeniyle, yakın zaman dilimi içinde aynı bölgede kesilen cezaların yalnızca birinin geçerli olduğu yönünde karar veriyor.

Sistemin işleyişinde, yasal altyapının yeterli olmadığını belirten Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, “TEDES için maalesef yeterli bir hukuki altyapı bulunmuyor. İki kilometre mesafede art arda 3-4 kez hız sınırı ihlali nedeniyle trafik cezası uygulanması, hukuka aykırı. Bu sistemde birden fazla ceza kesilen sürücüler, sulh ceza mahkemelerine başvurduklarında, cezaların yalnızca biri geçerli sayılıyor. Bu yönde birçok karar mevcut” dedi.

DÜZENLEME BOŞLUĞU VAR

Çoğu noktada, sisteme ilişkin uyarıcı işaretler de bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Erdem, “Oysa gerekli uyarıların bulunması şart. Ayrıca, kameraların nereye ve hangi aralıklarla konulacağı, denetim kapsamının ne olacağı gibi birçok nokta da belirsiz. Yolu kullananlara ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapılmasını beklemek, trafik kurallarının konuluş amacına uygun olmadığı gibi, araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelir. Bu durum hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez. Tüm bu detaylar yasayla belirlenmeli. Düzenleme boşluğu var” diye konuştu.

PLAKAYA YAZILAN CEZALAR

Plakaya yazılan cezaların da ayrı bir tartışma konusu olduğunun hatırlatan Erdem, “Anayasanın 38. Maddesi, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi gereğince, hiç kimsenin, işlemediği bir suçtan, ihmali ve kusuru bulunmadığı bir fiilden dolayı ceza alamayacağını belirtir. Sistem, hız yaparken yakalıyor, ama direksiyonda kimin olduğu belli değil. Plakaya ceza yazılıyor. Anayasa Mahkemesi kararına göre de suçu işleyen kişi araç sahibi değilse ve cezanın kesildiği zaman diliminde olay yerinde bulunmadığını ispatlarsa cezayı ödemekle yükümlü tutulamıyor. Asıl olan, ihlali gerçekleştirene ceza yazılmasıdır, ihlali yapan araç ile ihlali gerçekleştiren kişinin tespiti kanıtlanması gerekir. Ceza, suçu işleyen kişiye aittir ve devredilemez” diye konuştu.