Enerji Doktoru yetiştiriyoruz

SABAH EGELİ

‘Enerji sektörünü seçen kazanır’

“Yaşar Üniversitesi’nde enerji doktoru yetiştiriyoruz” diyen Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, “Enerji artık her şeyin ekseninde. Mezunlarımızın iş bulma oranı çok yüksek” dedi

Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, enerji sektörünün sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada önemli bir pozisyona geldiğini belirtti. Hepbaşlı, “Enerji artık her şeyin ekseninde. Bu açıdan bakıldığında enerji sektörünü tercih eden gençler ciddi avantajlar elde etmiş oluyor” dedi. Hepbaşlı, “Mezunlarımızın iş bulma oranı ciddi oranda yüksek. Aklınıza gelebilecek neredeyse her sektörde enerji uzmanı kendine yer bulabilir. Elektrik santralleri, dağıtım şirketleri, inşaat sektörü, malzeme imalaçıları, uluslararası kuruluşlar, üniveristeler, organize sanayi bölgeleri gibi sayabileceğim birçok sektör ve kurum var. Biz burada adeta enerji doktorları yetiştiriyoruz. Makine sektöründe artık enerji uzmanlarına ihtiyaç var” diye konuştu.
Türkiye’nin enerji üretimi ve tüketimindeki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Türkiye enerji bakımından dışa bağımlı. İthal enerji oranının yüzde 70’in üstünde olduğu söyleniyor. Yerli ve ithal kaynaklarımız var. Yerli kaynaklarda yenilenebilir enerji kaynakları dediğimiz güneş, rüzgar, jeotermal enerji kaynakları var. Yenilenebilir enerjinin şuanda çok müthiş katkısı yok. Türkiye’de ortalama yılda yüzde 7’lik enerji talebi artışı var. Bunu karşılamak zorundayız. Bunu karşılık için ya kendi kaynaklarınızı kullanacaksınız ya da dışarıdan alacaksınız. Burada en önemli olay enerji arz güvenliğinin sağlanması. Enerji güvenliğini sağlayamadığınız müddetçe gelişemezsiniz. Gelişmiş bir ülke olmak için ekonomik olarak büyüme, enerji güvenliğini sağlarken ve çevreyi de koruyacaksınız. Bu üçünü dengede götürmek çok zor. Gelişmiş ülkeler bunu sağlamaya çalışıyorlar.
Türkiye’nin 2023 vizyonu kapsamında dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olma hedefi var…
– 2023 hedefleri kapsamında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın projeksiyonu var. 2023 vizyonuna baktığımızda kurulu enerji üretimi gücümüzü 2 katına çıkarmamız gerekiyor. Bakanlığın verilerine göre, her yıl 5 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına baktığımızda henüz yeterli seviyede değiliz. 1984 yılında jeotermal enerjide Denizli Kızıldere’de kurmuşuz. Arada bir kopukluk var. Baktığınızda ülkemiz jeotermal açıdan dünyanın 7. zengin ülkesi. Baktığınızda hala mevcut enerji potansiyelimizin yüzde 3’ü kullanıyoruz. Rüzgar santrallerinde de öyle. 1986 yılında üniversitemizin kurucusu Selçuk Yaşar, ülkemizde rüzgarla ilgili girişimi yapan kişi. Çeşme’de sistem kurmak istedi. Ama o zamanlar ekonomik değildi dolayısıyla yaygınlaşamadı. İzmir ilklere sahne oldu. 1998’de Çeşme’de rüzgar tribünleri dikilmeye başlandı. 2002 yılında RES’ler için rüzgar kanatları yapılmaya başlandı.

KÖMÜRLERDEN YÜZDE 30 ENERJİ
Rüzgar tribünlerinin yapılması içinde çalışmalar var. Bu bir gelişmedir. 2023 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyeli yüzde 30’a çıkarılmaya çalışılıyor. Mesela biz şuanda doğalgazdan çok ciddi oranda elektrik üretiyoruz. Ürettiğimiz elektrik enerjisinin yüzde 50’sinden fazlası doğalgazdan. Bunun azaltılması gerekiyor. Doğalgazın payı yüzde 30’lara çekilecek. Yüzde 30’da kömürlerden sağlayacağız. Geriye yüzde 10 kalıyor. Bunu da iki nükleer santralle karşılama planı var. Mesela nükleer enerji ile ilgili birçok söz söyleniyor. “Olmalı, olmamalı” bu ayrı bir konu ama burada çok önemli bir enerji kaynağı var. Biz buna “enerji verimliliği” diyoruz. Her yol Roma’ya çıkar diyorlar ya, bizde diyoruz ki, “her yol enerji verimliliğine çıkar.”

GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMİ

Enerji verimliliğini de bir enerji kaynağı olarak görüyorsunuz.
– Evet. Sonuçta enerjinin en verimli şekilde üretilip, en verimli şekilde kul- lanılması gerekiyor. Enerji verimlili- ği için ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Kaynak çeşitlendirilmesi de gerekiyor. Santrallerin verimli- liklerinin arttırılması için çalışma yapı- lırken bizim kendi yerel kaynaklarımızı da en verimli şekilde kullanılması sağ- lanmalı. Hepsi birbirine bağlı. Birey ola- rak bizimde fonksiyonlarımız var. Enerji, devletlerin işi diyemeyiz. Fert olarak bizim- de yapmamız gereken şeyler var. Fert olarak biz enerji konusunda ne yapmamız gerekiyor? Enerjiyi daha verimli kullanmamız gerekiyor. Enerji verimliliğinde üniversitelerde bundan sorumlu. Mesela birinci nesil üniversiteler sadece eğitim veriyor. 2. nesil dediğimiz üniversiteler ise eğitim ve araştırma yapıyor. 3. nesil üniversite ise, araştırma, inovasyon ve ticareleştirme projelerine imza atmalı. Enerji ekipmanları konusunda adımlar atılmalı. Enerjiyi sadece devlete endeksleyemeyiz. Kaynaktan son kullanıcı olan bizlere aradaki üniversitelere, sanayilere kadar hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Üniversiteler artık yüksek lise hocalığını bırakmalı. İnovasyon merkezleri kuruluyor. Bunlar çok önemli adımlar. Üniversiteler artık kabuk değiştiriyor. Enerji sektöründe herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. TÜBİTAK’ın, KOSGEB’in, Kalkınma Ajansları’nın destekleri var. Teşvikler arttırılmalı. Firmalar bunlara dikkat etmeli. Ar-Ge’yi önemseyen, proje geliştiren ve uygulayan firmalar gerekiyor. Sanayinin de artık kabuk değiştirmesi gerekiyor. Dev holdingler bunları yapmaya başladılar. Çeşitli destekler var ama teşvikler pratiğe de dökülmeli. Mesela İZKA, 15 milyon lira yenilenebilir enerji için destek verdi. Bizde mesela, Yaşar Üniversitesi için güneş enerjisi sistemi kuracağız.

‘Teşvik sistemi getirilmeli’
Enerji verimliliğinin ilk yatırım maliyetlerinin çok yüksek olduğu belirtiliyor.
– Toprak kaynaklı ısıtıcılar ortaya çıktı mesela. Enerji verimliliği açısından avantajlı. Bu ABD’de 50 yıldır var. Ülkemizde son 10 yıldır uygulanıyor. İlk yatırım maliyetleri bizim insanlarımızı sarsıyor. ABD’de mesela teşvik mekanizması var. Sen apartmanı kazanla ısıtıyorsun. Fuel oilli olsun. Firmalar geliyor bu kazanı kaldırıyor. Toprak kaynaklı ısı pompalı sistemi koyuyor. Sana bir şey yaptırmıyor. Bu sistemi kurduğun zaman arada bir tasarruf sağlıyorsun. Firma sağlanan bu tasarrufu bana öde diyor. Yani ayda 200 lira verirken, bu sistemde ödeyeceğin rakam düşüyor. Ama sen yine de 200 lira ödüyorsun, birkaç yıl sonra sistem tamamen senin olmuş oluyor. Avantajını kullanıyorsun. Bu tür destekler verilebilir. Bunun yanı sıra sanayicilerimiz daha fazla girişken olmalı.
Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi bünyesindeki enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü tüm bu anlattıklarını kapsayıcı bir bölüm.
– Kesinlikle… Bizim bölümümüzün ülkedeki sayısı 14’tü. Bu sene ise 24 olmuş. Bunların 9 tanesi vakıf üniversitelerinde. 2’si Kıbrıs’ta, 15’i ise devlet üniversitelerinde. Enerji artık her şeyin ekseninde. Bizde Yaşar Üniversitesi olarak, bu stratejik ve önemli bilim alanında, ülkemizde hissedilen yetişmiş insan kaynağı ve araştırma açığının kapatılmasına katkı yapmayı amaçlıyoruz. Enerji Sistemleri Mühendisliği alanlarındaki en son bilgileri öğrencilerimize kazandırmanın ötesinde, yaratıcı geliştirmeyi teşvik ederek çağdaş enerji teknolojilerini geliştirip bunları kullanabilen, karşılaşılan sorunlara çözüm getirebilen uzmanların yetiştirilmesi de amaçlanıyor. Önümüzdeki milenyumun 3 itici gücünün enerji, nüfus ve su olacağı öngörüsüyle Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü ile kentin sahip olduğu kaynakları, değerini artırarak İzmir’e ve Ege’ye geri döndürmeyi hedefliyoruz.

‘Birçok kurumda uzman ihtiyacı var’
Mezunlarınızın iş bulma imkanları nasıl?
– Ciddi oranda yüksek. Daha öncede belirttiğim gibi çünkü artık enerji her yerde. Size bazı kurumlardan örnekler vereyim. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGM), Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA), Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE), TEAŞ, TEDAŞ, TKİ, TTK, TPAO, BOTAŞ, TÜPRAŞ, TAEK, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ), Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. (TETAŞ), Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, TKİ Genel Müdürlüğü, EÜAŞ’a Bağlı Ortaklıklar bunlar çalışılabilecek kurumlar. Birde sektörler var. Aklınıza gelebilecek neredeyse her sektörde enerji uzmanı kendine yer bulabilir. Elektrik santralleri, dağıtım şirketleri, inşaat sektörü, malzeme imalaçıları, uluslararası kuruluşlar, üniveristeler, organize sanayi bölgeleri gibi sayabileceğim bir çok sektör ve kurum var. Biz burada adeta enerji doktorları yetiştiriyoruz. Makine sektöründe artık enerji uzmanlarına ihtiyaç var. Elektrik ve elektronikte de enerji uzmanına ihtiyaç var. Makineci işin bir bölümünde, elektronikçide işin bir bölümünde eksik kalıyor. Bizim yetiştirdiğimiz enerji doktorları, enerji ile ilgili her şeye hakim oluyorlar.